Cinsel İsteksizlik Nedenleri Nelerdir?

Erkeklerde libidonun düşmesi olarak da adlandırılabilecek olan cinsel isteksizlik sonucu seksüel aktivitelere karşı olan ilgi azalır. Kısa süreli olarak meydana gelen cinsel isteksizlik genellikle büyük problemlere neden olmaz. Fakat uzun süreli olarak devam eden ya da kalıcı hale gelen cinsel isteksizlik çiftler arasındaki uyumun ve ilişkinin bozulması da dahil olmak üzere pek çok probleme neden olabilir. Bu yüzden cinsel isteksizliğin altında yatan nedenlerin araştırılması ve bu nedenlerin ortadan kaldırılması için uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması gereklidir.

Erkeklerde cinsel isteksizliğin tükenmişlikten alkol ve sigara kullanımına, psikolojik travmalardan fiziksel rahatsızlıklara kadar pek çok farklı nedeni olabilir. Örneğin testosteron seviyelerinin düşmesi, farklı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar, erektil disfonksiyon ya da kandaki prolaktin miktarının düşmesi, cinsel isteksizliğin başlıca nedenleri olarak kabul edilebilir. Elbette cinsel isteksizliğin daha doğru şekilde anlaşılabilmesi için söz konusu nedenlerin detaylandırılması gerek.

Eğer cinsel isteksizliğin nedeni sertleşme bozukluğu (erektil disfonksiyon) ya da erken boşalma (prematür ejakülasyon) değilse, sorun muhtemelen testosteron seviyelerinin değişken olmasından kaynaklanıyor demektir. Vücutta bulunan testosteron seviyesinin azalması cinsel isteksizliğe neden olabileceği gibi fiziksel ve psikolojik problemler ortaya çıkmasına da neden olabilir.

Fizyolojik bir durum olarak yaşın ilerlemesine bağlı şekilde testislerde üretilen testosteronun seviyesi düşmeye başlar. Kan üzerinde yapılan biyokimyasal testler testosteron seviyeleri konusunda bilgi verebilir. Testler sonucunda elde edilen değer 300 ng/DL değerinin altında ise, kişilerin testosteron seviyesinin düşük olduğu kabul edilir. Bu da cinsel isteksizliğin en temel nedenlerinden biri olarak kabul edilir.

Erkeklerde cinsel ilişkinin gerçekleşebilmesi için penisin erekte duruma geçmesi gerekir. Cinsel uyarılma gerçekleştikten sonra penis kaslarında bir gevşeme meydana gelir ve neticesinde penil bölgeye doğru gerçekleşen kan akışında artış olur. Penisin içerisine kan dolmaya başlaması ile birlikte peniste ereksiyon ve büyüme meydana gelir. Ereksiyon tamamlandıktan sonra penis bölgesinde birikmiş olan kan bu bölgeden uzaklaşır ve ereksiyon hali ortadan kalkar. İşte penisin erekte hale gelmesi için gereken bu sürecin doğru şekilde gerçekleşmemesi erektil disfonksiyon ya da sertleşme bozukluğu olarak adlandırılır.

Erkekler arasında yaygın kabul edilebilecek bir durum olan erektil disfonksiyon cinsel isteksizliğin de sık karşılaşılan nedenlerinden biridir. 40 ila 49 yaş aralığında bulunan erkeklerin yüzde 10’luk kısmında erektil disfonksiyon ile karşılaşılır. 60 yaş üzeri erkeklerde bu oran yüzde 30’un üzerine çıkar. Henüz 40 yaşında erektil disfonksiyon yaşamış olan erkeklerin gelecek dönemde kalp krizi yaşama riskinin çok daha fazla olduğu kabul edilir. Ayrıca hipertansiyon, şeker hastalığı ya da çeşitli kalp hastalıkları bulunan erkeklerin erektil disfonksiyon yaşama ihtimali daha yüksektir.

Erken boşalma erkeklerde cinsel isteksizliğin sık karşılaşılan bir başka nedeni olarak kabul edilir. Ejakülasyonun kısa süre içerisinde gerçekleşmesi olarak adlandırılabilecek bu durumda ejakülasyonun cinsel ilişki öncesinde, anında ya da cinsel birleşme gerçekleştikten hemen sonra meydana gelmesi söz konusudur. Kişi ejakülasyon üzerinde kontrol sağlayamaz ve ejakülasyonun gerçekleşmesini önleyemez.

Cinsel performansın durumuna dair yaşanan kaygı ve endişeler, özgüven eksikliği, stres ya da depresyon ve çiftler arasındaki ilişkide varlığı süren çözülmemiş problemler erken boşalmanın en temel nedenleri olarak kabul edilir.

Hemen hemen tüm hastalıklarda olduğu gibi cinsel isteksizlik tedavisinde de, öncelikle altta yatan nedenlerin bulunması ve tedavinin bu nedenlere yönelik olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Teşhis konusunda hasta öyküsü ve fiziksel muayene belirleyicidir. Fakat hekim tarafından gerekli görülmesi halinde kandaki şeker düzeylerinin ve kan dolaşımında bulunan maddelerin tespiti için kan testleri, testosteron ve prolaktin hormonlarının seviyelerinin tespit edilmesi ya da EKG gibi tanı yöntemleri kullanılabilir. Ayrıca ultrasonografi ile penisteki kan akışının incelenmesi de başvurulabilecek yöntemlerden biridir.

Hekim tarafından yukarıdaki tanı yöntemleri kullanılarak cinsel isteksizlik teşhisi konulduktan sonra, hastalığın durumuna göre gerekli tedavi yöntemi planlanır. Cinsel isteksizlik tedavisinde uygulanabilecek yöntemler şunlardır:

• Cinsel isteksizliğin nedeninin testosteron seviyelerinin düşük olması durumunda testosteron desteği sağlayan ilaçların kullanılması,
• Cinsel isteksizliğin nedeninin erektil disfonksiyon olması durumunda penis bölgesindeki damarların genişlemesini sağlayan vazodilatör ilaçların kullanılması,
• Cinsel isteksizliğin nedeninin performans ile ilgili endişeler ya da depresyon gibi durumlar olması durumunda psikolojik destek.

Bu tedavi yöntemlerinin tamamının uzman bir hekim kontrolünde gerçekleşmesi gerekir. Kulaktan dolma bilgiler ile gerçekleştirilecek olan tedaviler ya da kullanılan cinsel performans artırıcı ilaçlar cinsel isteksizliği kalıcı olarak gidermemekle birlikte, daha ciddi problemlerin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Yukarıdaki tedavi yöntemleri genellikle cinsel isteksizliğin giderilmesi konusunda yardımcı olur. Fakat hekimler tarafından cinsel isteksizliği önleyecek bir takım yaşam tarzı değişiklikleri önerilebilir. Bu yaşam tarzı değişikliklerini şu şekilde listeleyebiliriz:

• Vücut yapısından memnun olmayan ve bu nedenle özgüven eksikliği yaşayan erkeklerin düzenli olarak fiziksel aktivite gerçekleştirmesi ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarına geçiş yapması,
• Alkol ve sigara tüketiminin sınırlandırılması,
• Stres ya da anksiyete gibi durumların ortadan kaldırılması için meditasyon ve rahatlama programları uygulanması,
• Çiftler arasında yaşanan problemlerin giderilmesi,
• İncir, muz, avokado ve benzeri sağlıklı yiyeceklerin düzenli olarak tüketilmesi,
• Yeteri kadar ve düzenli şekilde uyumak.

Sağlıklı beslenme ve düzenli olarak spor yapma gibi alışkanlıkların beden ve zihin sağlığı üzerinde son derece olumlu etkileri bulunur. Bu alışkanlıklar vücutta meydana gelmesi muhtemel pek çok hastalığın önlenmesine yardımcı olduğu gibi, cinsel isteksizliğin önlenmesi ya da ortadan kaldırılması konusunda da son derece etkilidir.