Penis Kanseri Risk Faktörleri Nelerdir? Belirtileri, Tanısı ve Tedavisi

Penis, erkeklerde yanyana 2 adet serleştirici (kavernöz) bir adet süngerimsi (spongioz) cisimden oluşan cinsel ilişki, üreme ve idrar yapmamıza yarayan bir organdır.

Diğer organlarda olduğu gibi penisinde nadir de olsa kanseri mevcuttur. Peniste kontrolsüz çoğalan hücreler kitle oluşturur ve daha sonra kan ve lenf yoluyla diğer organlara yayılabilir.

Penis kanseri penis cildinden başlayıp penisin diğer katmanlarına geçebilen bir kanser türüdür. Toplumdan topluma değişmekle beraber nadir görülür. Gelişmemiş hijyeni kötü, sünnetsiz toplumlardaki erkeklerde yaklaşık yüzde 1-2 oranında görülebilirken, gelişmiş hijyeni iyi sünnetli toplumlardaki erkeklerde yüzbinde yarım gibi çok nadir tespit edilmektedir.

Hemen hemen tüm kanserlerde olduğu gibi penis kanseri teşhisinde kesin sebep belli değildir. Ancak risk faktörlerine maruz kalanlarda çok daha sıklıkla oluşmaktadır. Kanser dahil herhangi bir hastalığa yakalanma oranını artıran durumlar risk faktörleri olarak adlandırılır.  Risk faktörlerine maruz kalmak hastalığa yakalanma oranını artırır ancak kesin hastalık yapacak diye bir durum söz konusu değildir. Bu bağlamda penis kanseri için risk faktörleri ve nedenlerini şöyle sıralayabiliriz

1. Kronik penis enfeksiyonu ya da enflamasyonu: Peniste infeksiyon ya da inflamasyonun sürekli ve inatçı olması penis kanseri riskini ciddi şekilde artırır.
2. Fimozis: Sünnetsizlerde penis uç kısım yani sünnet derisinin darlığından dolayı geriye çekilememesi durumudur. Bu durumda kronik enfeksiyon ve enflamasyon olur ve penis kanseri riski ciddi şekilde artırır.
3. Sünnet olmamak: Sünnetsiz erkeklerde sünnetli erkeklerden çok daha sık görülür. Sünnet olmak hem infeksiyonu hem de cinsel yolla bulaşan hastalıkları ciddi şekilde önler.
4. Yaş: penis kanseri genellikle 50 yaş üstü hastalığıdır.Yaş arttıkça risk artar.
5. Tütün ürünleri: Birçok kanserde olduğu gibi peniste kanser oluşumu riskini en az 5 kat artırır.
6. Çok partnere sahip olma: Erken yaşta cinsel birlikteliği olan ve çok sayıda partneri olanlarda penis kanseri daha sık görülür.
7. Kötü hijyenik koşullar: hem cinsel yolla bulaşan hastalıklar hem de penis enfeksiyonunun sık olması nedeniyle penis kanseri görülme riski çok daha sıktır.
8. HPV infeksiyonu: Penis kanseri için en önemli risk faktörlerinden birisidir. 100’ün üzerinde penis cildinde siğillere sebep olan tipi mevcuttur ve cinsel temas ile geçer. Penis kanseri olanların dokularında %30-100 HPV pozitiftir.
9. UV ışığına maruz kalma: Sedef hastalığı gibi bazı cilt hastalıklarında uygulanan UV ışık tedavisi penis kanserini 9-10 kat artırmaktadır.

Penis kanseri belirtisi ilk olarak peniste inatçı geçmek bilmeyen kanamalı, akıntılı yaradır. İlk başlarda infeksiyon zannedilir ve tedavi verilir fakat bu tedavilere cevap vermeyince kanserden şüphelenilir. Diğer belirtiler ciltten kabarık siğil benzeri kızarıklık, yara ya da sert kitle, kaşıntı ve yanma hissi, akıntı ve kasık bölgesinde şişliktir

Penis kanserinin erken tanısı ve tedavisi hayatidir. Ancak nadir görülen kanserler olduğundan ve penisin diğer hastalıklarıyla karıştığından tanı daha geç evrede konulmaktadır. Öncelikle iyi bir muayene ve sonrasında şüphe varsa mutlaka biyopsi alınmalıdır. Patolojiden gelen neticeye göre kanser durumunda evrelemesi yapılmalıdır.

Penis kanseri teşhisi biyopsi ve patolojik inceleme ile konulur. Evreleme için ise ultrasonografi (USG), bilgisayarlı tomografi (BT), magnetik rözenans görüntüleme (MRI),  gereğinde pozitron emisyon tomografisi (PET) ve sistoskopi yapılmalıdır.

• Evre 0: Kanser penis cildinde yüzeyseldir, herhangi bir yayılım yoktur.
• Evre 1: Kanser hücreleri penis derisinin hemen altına bağ dokusuna ulaşmıştır. Lenf ve kan damarlarında herhangi bir tutulum mevcut değildir.
• Evre 2: Kanser hücreleri penis bölgesindeki kan  ve lenf damarlarını tutmuştur. Ayrıca penisin sertleşmeyi sağlayan kavernöz cisimleri ve dış idrar yolu yani uretrayı tutmuştur
• Evre 3A: Penisteki derin tutuluma yani evre 2 deki tutuluma ek olarak kasık bölgesindeki lenf bezlerinden birisini tutmuştur.
• Evre 3B: Evre 3A ya ilaveten kasık bölgesindeki lenf nodlarında yaygın tutulum vardır.
• Evre 4: Penisteki ve kasık bölgesindeki lenf nodlarına ilaveten kemik, akciğer, karaciğer gibi uzak organlara yayılım mevcuttur.

Penis kanseri tanısı konulduktan ve evrelemesi yapıldıktan sonra tedavi prensipleri belirlenir. Tedavide temelde şu yöntemler vardır.

1. Cerrahi tedavi
2. Radyoterapi
3. Kemoterapi
4. Diğer tedaviler

Cerrahi tedavi penis kanserinin tüm evrelerinde uygulanabilecek en yaygın ve en etkili tedavi seçeneğidir.

Penis kanserinin erken evresinde  cerrahi tedavi kesin tedavi sağlayabilir ancak geride kesinlikle kanserli doku bırakılmamalıdır. Bu nedenle kanserli dokuyu içine alacak şekilde sağlam dokudan da mutlaka parça alıp patolojide incelenmelidir. Cerrahi işlem yapıldıktan sonra yeni bir patolojik evreleme yapılır ve hastanın radyoterapi kemoterapi alıp almayacağına karar verilir.  Cerrahinin mikrocerrahiyle yapılması ayrca cerrahi sınırları belirleme açısından önemlidir. Kanser ve kansere yakın dokular alınamıyor ise penis olduğu gibi çıarılmalıdır. Ek olarak kasık bölgesindeki lenf bezleri cerrahi olarak çıkarılıp patolojiye gönderilmelidir. Patolojiden gelen neticeye göre hastaya radyoterapi ya da gereğinde kemoterapi yapılmalıdır.